Haz ve hızdan ibadete zaman kalmıyor
Doç. Mustafa Ünverdi: Daha fazla haz ve konfor için çabalayanlar bu koşturmacada ibadetlere zaman ayıramıyor. Din, yavaş yavaş sosyal ve bireysel hayattan çekiliyor. Gençlerin deizm ve ateizmden sıyrılması, yetişkinlerin İslâm’ı doğru yaşamasına bağlı.
Modern dönemde artan ateistik eğilimlerin pek çok sebebi var. Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Doç. Dr. Mustafa Ünverdi Hoca, ateistik eğilimlerin psikolojik ve sosyolojik nedenlerini ve özellikle gençleri etkileyen bu akımla ilgili dikkat edilmesi gerekenleri yazdı.
Din karşıtlığı ve dinî inancı inkâr nedenlerine ilişkin yapılan çalışmalarda insanların psikolojik, felsefi/düşünsel ve tecrübî sebeplerle ateizme yöneldiği anlaşılıyor. Modern dönemde ateistik eğilimin temel nedenini psikolojik ve sosyo-psikolojik etmenlerde görmek mümkün. Sanayileşmeyle birlikte ortaya çıkan kent kültüründe dine yer bulmak zor görünüyor. Gerek geçim endişesiyle boğuşan insanlar gerekse daha fazla haz ve konfor için çabalayanlar sürekli çalışmak zorunda hissediyor ve bu koşturmacada ibadetlere zaman ayıramıyor. Günlük hayatta etkin rolünü yitiren kurumsal din, yavaş yavaş sosyal hayat ve akabinde bireysel hayattan çekiliyor. Sekülerleşme ve dinî olanı reddetme/ateistleşme de böyle bir hayat akışının doğal sonucu olarak görülüyor. Dolayısıyla modern dönemde ateistik düşüncenin yayılmasının nedeni, dinin akıl dışı olmasında değil, aksine modernizmin getirdiği yeni hayat tarzında aranmalı.
SIRADAN VE SIKICI GELİYOR
Ateist eğilimin psikolojik nedenleri arasında insanın dinin klasik ve geleneksel tarzını “sıradan”, “sıkıcı” ve “özgürlüğü kısıtlayıcı” bulunması var. Kimi gençler seküler-ateist bir yaşam tarzını daha heyecanlı, özgün ve yaratıcı buluyor. Modern insan serbest yaşam tarzıyla müthiş bir özgüvene sahipken, dindar insan gelenekten kopamaz, taşralı kalır. Bu nedenle örneğin, taşralı bir genç üniversiteye geldiğinde yanında getirdiği sosyo-kültürel bagajdan kurtulmak isteyebilir. Modern yaşam, geleneksel olana göre daha göz alıcı, aristokratik ve sofistikedir. Bu ortama girebilmek için terk etmek zorunda olduğu şeyler arasında sadece geleneksel giyim-kuşam tarzı, yeme-içme biçimi değil, dini inanç ve ritüeller de vardır.
Ateizme neden olan psikolojik faktörler arasında kişinin kendisini yeterli görmesi (istiğna), rahata düşkünlük, hazcılık, bağımsızlık arzusu, musibetler neticesinde oluşan hayal kırıklıkları, arkadaş telkini, dindarların olumsuz davranışlarına karşı tepkisellik ve nefret vardır. Bütün bunları “ahlakî zaaflar” şeklinde okumak mümkün.
BAZI İDEOLOJİLERLE İLERLİYOR
Ateizmin Batı’da Aydınlanma ile birlikte Pozitivizm, Materyalizm, Nihilizm ve Darvinizm gibi ideolojilerle birlikte ilerlediğini söylemek mümkün. Rönesans döneminden itibaren ivme kazanan tabiat bilimleri, dini bilginin epistemolojik değerini reddetmiş ve hakikati duyumsanabilen varlıklara indirgemiştir. Felsefi kanıtlara dayalı gelişen ateizmin, son birkaç asırdır Batı’da özellikle Hıristiyan teolojisine karşı bir reddiye geliştirdiğini söylemek de mümkün. Bu bağlamda maddenin ezeliliği, kaotik evren tasavvuru, bilimin biricikliği, kötülük problemi ve Tanrı’nın adaleti sorunu, ahlakın otonomluğu ve dinden bağımsızlığı gibi konular genel olarak ateistik görüşün felsefi dayanaklarını oluşturur. Özellikle Tanrı, insan, kader ve kötülük gibi kavramlara ilişkin felsefi sorgulamalarla ateizm arasında bağ kurulur.
Ateizm ve deizm gibi din karşıtı eğilimlerde tepkiselliğin de önemli rolü olduğu vardır.
OLUMSUZ ÖRNEKLERE BAKIYORLAR
Dini temsil eden kişi ve kurumların ahlaka aykırı tutumları, dini giyim-kuşam ile örtüşmeyen davranışlar, muhafazakâr/sağ iktidarlara yöneltilen adalet, liyakat, israf vb. eleştiriler, tepkisel ateizme neden olabiliyor. Keza dinî kimliğe bürünmüş şiddet ve terör eylemleri veya dinin siyasi ve ticari istismarı da olumsuz bir etkiye sahip. Halk arasında yaygın olan “hocanın dediğini yap, yaptığını yapma” sözü maalesef bu durumun halk dilinde somut hale gelmesidir. Bu durumda ateizm aslında dinî inançlara karşı rasyonel tutumu değil, yozlaşmış dindarlığa karşı bir sığınak niteliğindedir.
GENÇLERE GÖRE DİN KARŞITLIĞININ NEDENLERİ
2020 yılında bir grup gençle yapılan mülakatlarda gençler arasında din karşıtlığının çeşitli sebeplerle ortaya çıktığı görüldü. Bu araştırmada gençlerin dinî inanç ve değerlere yaklaşımında internetin büyük etkisi olduğu tespit edildi. Ancak kendisini bilinçli bir şekilde deist veya ateist olarak tanımlayanlar belirli okumalarla bu karara varıyor. Buna karşın bazı gençler popüler kültürün etkisiyle din karşıtı kavramlara yöneliyor, fakat ateizm, deizm ve agnostisizm gibi felsefi kavramların ne anlama geldiğini bile bilmiyorlar. Onlar bu terimleri “farklı” olma adına, bilinçsizce kullanıyor. Gençlere göre yaşıtları arasında din karşıtlığında olanları buna sevke eden nedenler önem sırasına göre şöyle:
1. İnanç konularındaki bilgisizlik.
2. Müslümanların diğer din mensuplarını ötekileştirmesi.
3. Dinin gençlerin psiko-sosyal sorunlarını tatminkâr şekilde çözememesi.
4. Dinin, dinî bilgi veya dinî duygu bakımından yetersiz olan gençlere ulaşamaması.
5. Din dilinin ve dinî söylemin bilimsel ve felsefi okumaları olan gençler için yetersiz kalması ve “eski”mesi.
6. Dinin getirdiği sorumluluk ve sınırlamalardan soyutlanma isteği, “özgürlük” arzusu.
7. Yaşadıkları travmalar nedeniyle kadere ve Allah’a isyan edilmesi.
8. Aile ortamında İslam’ın bilinmemesi ve yaşanmaması.
9. İlahiyat konularının halkın önünde kavgalı-gürültülü şekilde tartışılması.
10. Dini temsil noktasından olanların buyurgan tavırları, aşağılayıcı ve kavgacı üslupları.
11. Dinî sorular ikna edici cevaplar yerine hazır bilginin dikte edilmesi.
ÜÇ ŞEYE DİKKAT EDİN
Bu noktada gençlere onların iç dünyalarını tahrip eden şu üç hususa dikkat etmelerini tavsiye ediyoruz: Boş vakit, boş zihin, boş kalp. Onlar sorguladıkları konuların İslam geleneğinde mutlaka incelenmiş olduğunu bilmelidirler. Bu nedenle ikna edici cevabı aleyhte yayın yapan yerlerde değil, İslam hakkında uzmanlaşmış kişi ve kurumlarda arasınlar. Ve inanç dünyalarını yozlaştıracak tutum ve davranışlardan sakınsınlar. Çünkü insan kelimeleri ve davranışlarıyla şekillenir.
Son söz de yetişkinlere ve ailelere:
Müslümanlar İslam’ın adalet ve merhamet yüklü mesajını temsil ettikleri ve dini bilgiyi hayatla doğru şekilde buluşturdukları ölçüde yeni nesillerin din ile ilişkisi de olumlu olacaktır. Seküler ideolojinin hayatı ötekine yaşanmaz kıldığı bu dünya, kalbini ve zihnini ilahi vahyin rehberliğiyle inşa etmiş gençlerle huzur bulacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder